JEOTERMALE KARŞI BİRLİKTE HAREKET ETME KARARI ALINDI

18.03.2020 - 09:33, Güncelleme: 03.12.2022 - 06:42
 

JEOTERMALE KARŞI BİRLİKTE HAREKET ETME KARARI ALINDI

Alaşehir Ziraat Odası tarafından Jeotermal Enerji Kaynaklarının Akıbetinin Belirlenmesi” konulu bir toplantı yapıldı. Ziraat Odası Toplantı Salonunda yapılan toplantıya Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Necdet Türk, CHP Manisa Milletvekili Bekir Başçevirgen, Alaşehir Belediye Başkan Yardımcısı Halil Koç, Aydın Barosu avukatlarından Çevre Konseyi Başkanı Avukat İsmail Türkbay, Aydın Barosu avukatlarından Alaşehir Ziraat Odası Avukatı Akın Yakan, Alaşehir Doğa ve Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Dr. Neşe Zengin, sivil toplum örgütleri ve çiftçiler katıldı.
Toplantıda dünyayı kasıp kavuran Korona Virüsü nedeniyle dünyanın önlem üstüne önlemler aldığı günümüzde, jeotermalin belki de Korona Virüsünden daha tehlikeli olabileceği vurgulandı. Toplantıda hukuksal mücadelenin başlandığı ve birlikte hareket etme kararı alındı. Alaşehir Ziraat Odası tarafından Alaşehir’de faaliyet gösteren jeotermal enerji santralleri ve yenilerinin açılması nedeniyle, çevre, insan ve canlıların olumsuz yönde etkilendiği gerekçesiyle, enerjilerin kontrol edilmesi ve yeni açılacak jerotermal kuyulara izin verilmemesi konusunda birlikte hareket etme kararı alındı. Jeotermal enerji kaynaklarının akıbetinin belirlenmesi ve yeni açılması planlanan Tepeköy, Gülpınar ve Sarıpınar kuyularının açılmasının durdurulması için tüm vatandaşların birlikte hareket etmesi kararlaştırıldı. SÜREÇ BAŞLATILDI Alaşehir Ziraat Odası başkanı Necdet Türk, 2005 yıllarında başlayan jeotermal enerji arama çalışmalarının olumlu sonuç vermesiyle çok sevindiklerini hatırlatarak, “MTA tarafından İlk kez 287 derece sıcaklığında su bulununca sevinmiştik. Bizlere toplantılarda, sera yapılacak, üzüm kurutma sistemleri kurulacak, şehir ısıtmasında kullanılacak, termal oteller kurulacak, istihdam sağlanacak gibi Alaşehir’in yararına olabilecek yatırımlar anlatılmıştı. Fakat bu günlere geldik, yapılan hiçbir yatırım yok, hepsi de askıda kaldı. Şu anda Alaşehir’de 11 tane jeotermal santral var, 12.si de yolda. Ne yazık ki bunlarla da kalmayacaklar. Bizler de bundan böyle jeotermal kuyuların açılmasının önlenmesi için süreci başlattık.” dedi. TÜRK, “TOPLUM MESELESİ HALİNE GELDİ” Tepeköy Mahallesi bölgesinde açılması planlanan jeotermal kuyunun durdurulması için hukuksal işlemleri başlattıklarını ifade eden Türk, “Bu firmalar çalışmalarını durdurmayacaklar. Gülpınar ve Sarıpınar kuyularının açılması planlanıyor. Kuyu çalışmaları sonunda çıkan suları foseptik çukurlara akıtmaları gerekiyor. Ancak, bu sular derelere bırakılıyor. Artık bu kuyuların açılmasına dur deme zamanının geldiğini düşünüyoruz. Şu anda da fitili ateşledik. Ben burada öz eleştiri yapabilirim.  Geç kaldık. Ama bunun arkası gelmeye devam edecek. Eğer bu çalışmalarımızda başarılı olursak, en azından halen kurulmuş olan 11 tane santralle sınırlı tutabiliriz diye düşünüyorum.   Geç kaldık, ama bizler de inanmıştık. Ancak gün geçtikçe, yeni bilgiler öğrendikçe, işin gerçeğinin bu olmadığını, tamamen büyük firmaların kendi yararlarına elektrik üretimi yaptıklarını öğrendik. Elektrik üretimi yaparken de çevreyi katlettiklerini öğrendik. İlk etapta bizleri kandırdılar. Ancak bundan sonra, bu mesele toplum meselesi haline gelmiştir. Bu meseleyi de hep birlikte aşacağız. En azından bundan sonra açılacak kuyulara ruhsat verilmemesi için çalışacağız. Bu mesele siyasi mesele değil, bu gün burada tüm siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri bulunmaktadır. Bu mesele hepimizin meselesizdir” şeklinde konuştu.   ZENGİN, “KORONA’DAN DAHA TEHLİKELİ” Alaşehir Doğa ve Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Dr. Neşe Zengin, Alaşehirliler olarak, jeotermalle 2005 yılında tanıştıklarını ifade ederek, “Ancak halk olarak 2011 yılında Alkan Mahallesi’nde yaşanan jeotermal patlamasıyla jeotermal enerji üzerinde tartışılmaya başlandı. Havadaki değişimler Çevre Bakanlığı tarafından kontrol edilmedi. Bize gelen hastalarda aşırı derecede astım, koah hastalıklarının arttığını gözlemledik. Solunun yolu hastalıklarını tedavi edemez duruma geldik. Kanser vakalarımız çok arttı.  Jeotermal sayısı her gün artmaya devam ediyor. Jeotermallerde reenjeksiyon yapılmıyor. Sarıpınar Mahallesinde yapılacak olan bir jeotermal sonucu, akışkanlar Avşar Barajı’na akacaktır. Avşar Barajı, Sarıgöl ve Alaşehir ovalarındaki bağları sulamaktadır. Dolayısıyla içme sularımız ve tarımsal alanda kullanacağımız sular ağır metallerle dolacaktır. Biz üzüm diyarında yaşıyoruz. Bugün Korona virüsü tüm dünyayı sarmışken, tedavisi dünya sağlık örgütü tarafından kuru üzümde deniliyor. Biz önce kendi elimizdeki materyallerimizi korumalıyız. Birinci hakkımız sağlıklı yaşama hakkı. Ayrıca ülkemizden ve dünyadan Sars, Mers, Kuş Gribi, Domuz Gribi  bugün de Korona Virüsü gibi bir çok virüsler geçti. Bunların hepsi geçti, Korona virüsü de bitecek, ancak jeotermallerin doğaya verdiği zararlar yüzyıllar boyu sürecek, belki de hiç  bitmeyecektir. Önce yaşadığımız alanı korumak zorundayız.  Doğa hepimizin mekanı, doğamıza sahip çıkmak zorundayız. Ziraat Odasının bu olumlu mücadelesini destekliyoruz” dedi. Avukat İsmail Türkbay, “Bizim amacımız ve yaptığımız çevreyi korumak, çevre için yapılan çalışma ve etkinlikleri partisi ve siyaseti olmaz, çünkü aynı havayı soluyoruz” diyerek, dünyada ve Türkiye’de uygulanan jeotermal yasları hakkında bilgiler verdi. CHP Manisa milletvekili Bekir Başevirgen ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yerel bölgelerde temsilcisi olmadığını, şikayetlerle ilgili muhatap bulunamadığını dile getirdi. Başevirgen, jeotermal kuyuların açıldığı alanlarda toprak ve sularda bor oranının arttığını , dolayısıyla suların ve toprağın kullanılamaz hale geldiğini dile getirdi. Alaşehir Ziraat Odası avukatı, Aydın Barosu avukatlarından, Akın Yakan toplantıda jeotermal kuyularının hangi alanlara yapılabileceği, hangi şartlarda buna itiraz edilebileceği konularında bilgiler verdi. Yakan, “Birinci sınıf tarım alanlarına,  zeytinlik alanlara ve üzüm bağları alanlarına kurulamaz.  Ancak, bunların önlenmesi  çevre mücadelesi bir bütün halkıyla, demokratik kitle örgütleriyle , hukuki boyutuyla. Bu mücadelenin mihenk taşı halk olacaktır” dedi. Toplantıya katılan üreticiler jeotermalin tehlikeli olduğunu, bu güne kadar yanlış bilgi verildiğini, bundan sonra Ziraat Odası’nın yapacağı çalışmalara destek olacaklarını söylediler.
Alaşehir Ziraat Odası tarafından Jeotermal Enerji Kaynaklarının Akıbetinin Belirlenmesi” konulu bir toplantı yapıldı. Ziraat Odası Toplantı Salonunda yapılan toplantıya Alaşehir Ziraat Odası Başkanı Necdet Türk, CHP Manisa Milletvekili Bekir Başçevirgen, Alaşehir Belediye Başkan Yardımcısı Halil Koç, Aydın Barosu avukatlarından Çevre Konseyi Başkanı Avukat İsmail Türkbay, Aydın Barosu avukatlarından Alaşehir Ziraat Odası Avukatı Akın Yakan, Alaşehir Doğa ve Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Dr. Neşe Zengin, sivil toplum örgütleri ve çiftçiler katıldı.

Toplantıda dünyayı kasıp kavuran Korona Virüsü nedeniyle dünyanın önlem üstüne önlemler aldığı günümüzde, jeotermalin belki de Korona Virüsünden daha tehlikeli olabileceği vurgulandı. Toplantıda hukuksal mücadelenin başlandığı ve birlikte hareket etme kararı alındı.

Alaşehir Ziraat Odası tarafından Alaşehir’de faaliyet gösteren jeotermal enerji santralleri ve yenilerinin açılması nedeniyle, çevre, insan ve canlıların olumsuz yönde etkilendiği gerekçesiyle, enerjilerin kontrol edilmesi ve yeni açılacak jerotermal kuyulara izin verilmemesi konusunda birlikte hareket etme kararı alındı. Jeotermal enerji kaynaklarının akıbetinin belirlenmesi ve yeni açılması planlanan Tepeköy, Gülpınar ve Sarıpınar kuyularının açılmasının durdurulması için tüm vatandaşların birlikte hareket etmesi kararlaştırıldı.

SÜREÇ BAŞLATILDI

Alaşehir Ziraat Odası başkanı Necdet Türk, 2005 yıllarında başlayan jeotermal enerji arama çalışmalarının olumlu sonuç vermesiyle çok sevindiklerini hatırlatarak, “MTA tarafından İlk kez 287 derece sıcaklığında su bulununca sevinmiştik. Bizlere toplantılarda, sera yapılacak, üzüm kurutma sistemleri kurulacak, şehir ısıtmasında kullanılacak, termal oteller kurulacak, istihdam sağlanacak gibi Alaşehir’in yararına olabilecek yatırımlar anlatılmıştı. Fakat bu günlere geldik, yapılan hiçbir yatırım yok, hepsi de askıda kaldı. Şu anda Alaşehir’de 11 tane jeotermal santral var, 12.si de yolda. Ne yazık ki bunlarla da kalmayacaklar. Bizler de bundan böyle jeotermal kuyuların açılmasının önlenmesi için süreci başlattık.” dedi.

TÜRK, “TOPLUM MESELESİ HALİNE GELDİ”

Tepeköy Mahallesi bölgesinde açılması planlanan jeotermal kuyunun durdurulması için hukuksal işlemleri başlattıklarını ifade eden Türk, “Bu firmalar çalışmalarını durdurmayacaklar. Gülpınar ve Sarıpınar kuyularının açılması planlanıyor. Kuyu çalışmaları sonunda çıkan suları foseptik çukurlara akıtmaları gerekiyor. Ancak, bu sular derelere bırakılıyor. Artık bu kuyuların açılmasına dur deme zamanının geldiğini düşünüyoruz. Şu anda da fitili ateşledik. Ben burada öz eleştiri yapabilirim.  Geç kaldık. Ama bunun arkası gelmeye devam edecek. Eğer bu çalışmalarımızda başarılı olursak, en azından halen kurulmuş olan 11 tane santralle sınırlı tutabiliriz diye düşünüyorum.   Geç kaldık, ama bizler de inanmıştık. Ancak gün geçtikçe, yeni bilgiler öğrendikçe, işin gerçeğinin bu olmadığını, tamamen büyük firmaların kendi yararlarına elektrik üretimi yaptıklarını öğrendik. Elektrik üretimi yaparken de çevreyi katlettiklerini öğrendik. İlk etapta bizleri kandırdılar. Ancak bundan sonra, bu mesele toplum meselesi haline gelmiştir. Bu meseleyi de hep birlikte aşacağız. En azından bundan sonra açılacak kuyulara ruhsat verilmemesi için çalışacağız. Bu mesele siyasi mesele değil, bu gün burada tüm siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütleri bulunmaktadır. Bu mesele hepimizin meselesizdir” şeklinde konuştu.

 

ZENGİN, “KORONA’DAN DAHA TEHLİKELİ”

Alaşehir Doğa ve Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Dr. Neşe Zengin, Alaşehirliler olarak, jeotermalle 2005 yılında tanıştıklarını ifade ederek, “Ancak halk olarak 2011 yılında Alkan Mahallesi’nde yaşanan jeotermal patlamasıyla jeotermal enerji üzerinde tartışılmaya başlandı. Havadaki değişimler Çevre Bakanlığı tarafından kontrol edilmedi. Bize gelen hastalarda aşırı derecede astım, koah hastalıklarının arttığını gözlemledik. Solunun yolu hastalıklarını tedavi edemez duruma geldik. Kanser vakalarımız çok arttı.  Jeotermal sayısı her gün artmaya devam ediyor. Jeotermallerde reenjeksiyon yapılmıyor. Sarıpınar Mahallesinde yapılacak olan bir jeotermal sonucu, akışkanlar Avşar Barajı’na akacaktır. Avşar Barajı, Sarıgöl ve Alaşehir ovalarındaki bağları sulamaktadır. Dolayısıyla içme sularımız ve tarımsal alanda kullanacağımız sular ağır metallerle dolacaktır. Biz üzüm diyarında yaşıyoruz. Bugün Korona virüsü tüm dünyayı sarmışken, tedavisi dünya sağlık örgütü tarafından kuru üzümde deniliyor. Biz önce kendi elimizdeki materyallerimizi korumalıyız. Birinci hakkımız sağlıklı yaşama hakkı. Ayrıca ülkemizden ve dünyadan Sars, Mers, Kuş Gribi, Domuz Gribi  bugün de Korona Virüsü gibi bir çok virüsler geçti. Bunların hepsi geçti, Korona virüsü de bitecek, ancak jeotermallerin doğaya verdiği zararlar yüzyıllar boyu sürecek, belki de hiç  bitmeyecektir. Önce yaşadığımız alanı korumak zorundayız.  Doğa hepimizin mekanı, doğamıza sahip çıkmak zorundayız. Ziraat Odasının bu olumlu mücadelesini destekliyoruz” dedi.

Avukat İsmail Türkbay, “Bizim amacımız ve yaptığımız çevreyi korumak, çevre için yapılan çalışma ve etkinlikleri partisi ve siyaseti olmaz, çünkü aynı havayı soluyoruz” diyerek, dünyada ve Türkiye’de uygulanan jeotermal yasları hakkında bilgiler verdi.

CHP Manisa milletvekili Bekir Başevirgen ise Çevre ve Şehircilik Bakanlığının yerel bölgelerde temsilcisi olmadığını, şikayetlerle ilgili muhatap bulunamadığını dile getirdi. Başevirgen, jeotermal kuyuların açıldığı alanlarda toprak ve sularda bor oranının arttığını , dolayısıyla suların ve toprağın kullanılamaz hale geldiğini dile getirdi.

Alaşehir Ziraat Odası avukatı, Aydın Barosu avukatlarından, Akın Yakan toplantıda jeotermal kuyularının hangi alanlara yapılabileceği, hangi şartlarda buna itiraz edilebileceği konularında bilgiler verdi. Yakan, “Birinci sınıf tarım alanlarına,  zeytinlik alanlara ve üzüm bağları alanlarına kurulamaz.  Ancak, bunların önlenmesi  çevre mücadelesi bir bütün halkıyla, demokratik kitle örgütleriyle , hukuki boyutuyla. Bu mücadelenin mihenk taşı halk olacaktır” dedi.

Toplantıya katılan üreticiler jeotermalin tehlikeli olduğunu, bu güne kadar yanlış bilgi verildiğini, bundan sonra Ziraat Odası’nın yapacağı çalışmalara destek olacaklarını söylediler.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve beseylul.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.