Üzümde kalıntı ve ihracat sorunları masaya yatırıldı

GÜNDEM 02.05.2017 - 10:08, Güncelleme: 03.12.2022 - 06:42
 

Üzümde kalıntı ve ihracat sorunları masaya yatırıldı

Alaşehir’de "Sofralık ve kuru üzümde kalıntı ve ihracat sorunları" konulu bir toplantı düzenlendi. Alaşehir Ticaret Borsası tarafından organize edilen toplantı Meslek Yüksek Okulu Anfisi'nde yapıldı.
Açılış konuşmasını yapan Yılmaz Yıldırım, 2015 yılında yaşadıkları kalıntı problemini, daha dikkatli ve duyarlı davranmak ve çiftçileri bilinçlendirmek suretiyle 2016 yılında büyük ölçüde yaşamadıklarını belirtti. Yıldırım, "20015 yılında kuru üzümde yaşadığımız zirai ilaç kalıntı problemleri nedeniyle 2016 yılı sezon başında sahaya indik, ciddi çalışmalar yaptık. 2016 yılında bunun semeresini gördük. Daha az sıkıntı yaşadık. Bu yıl da çalışmalarımızı aralıksız sürdürerek, sıfır kalıntıya ulaşmak istiyoruz" dedi.  YILDIRIM; "FİYAT VE PAZARDA SIKINTILAR VAR" Üreticiler açısından girdi maliyetlerinin artması ve ürünün Pazar fiyatındaki düşüşün ciddi sıkıntılara neden olduğunun altını çizen Yıldırım, "Özellikle dövizde yaşanan dalgalanmalar zirai ilaç, gübre gibi girdi maliyetlerini yüzde 25-30 dolaylarında artırmıştır. Ülkemizin ihracatında fındık ve kuru üzüm en yüksek döviz girdisi sağlayan ürünlerdir. İkisinin de ortak özelliği iklime bağlı olarak arz fazlası verebilmesidir. Bu yıl iklim koşullarına bağlı olarak, geçen yılki rekoltemiz olan 300 bin tonu geçebilecek gibi görünüyor. Bu da bir miktar ürünün gelecek yıla devretmesi demektir. Dolayısıyla fiyatın olumsuz etkilenme ihtimali var. Bu nedenle Rusya ile ihracat sorunumuzu çözmemiz gerekiyor. Aksi taktirde devletin fındıkta yapılan uygulamayı  kuru üzümde de yapması gerekebilir. Çünkü bu günlerde maalesef kuru üzümün fiyatı bir doların altında, bu da nerdeyse ürünün maliyeti. Üreticinin ekonomik durumu da hepimizin malumudur" şeklinde konuştu. Moderatörlüğünü  Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli’nin yaptığı toplantıda konuşan Alaşehir İlçe Tarım Müdürü Tarık Memiş, "Tarım zor ve meşakkatli bir uğraştır. Ortak noktamız ürünümüzü güvenli ve kalıntısız olarak üretmektir. Bu ne üreticinin, ne teknik elemanların, ne zirai ilaç bayilerinin ne de resmi kurumların tek başına çözebileceği bir sorun değildir. Bu sorun el birliği içerisinde çözülebilecektir" diyerek sektörün tüm kesimlerini birlikte çalışmaya çağırdı. ALMIŞ; "AVRUPA DENETİMLERİ ARTIRACAK" Ege Kuru Meyve mamulleri ihracatçıları birliği yönetim kurulu üyesi Nejat Almış ve Şemsettin Özgür de ihracatta yaşanan sorunları dile getirirlerken, Nejat  Almış, "Ülkemizde üretilen 300 bin ton çekirdeksiz kuru üzümün 85-90’ı ihraç ediliyor ve bunun da 80-85 gibi çok önemli bir kısmı Avrupa Birliği üyesi ülkelerine ihraç ediliyor. Sizlerin ürettiği kıymetli ürünleri ihraç ederek ülkemize her yıl yaklaşık 500 milyon dolar döviz kazandırmaktayız. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız, bir önceki sezonla kıyaslandığında, bugün itibariyle miktar bazında 40 artışla 185 bin tona, ihracat gelirimizin ise 4’lük artışla 285 milyon dolara geldiğini söylemek isterim. Sezonu, geçtiğimiz sezona göre yaklaşık 40’lık bir miktar artışı ile 280 bin tonluk ihracata karşılık 450 milyon dolarlık bir ihracat geliriyle tamamlamayı hedefliyoruz. Kuru üzümde iç tüketimin arttırılması da çok önemli. Ancak, ihracatımızın sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi de çok büyük önem taşımakta. Manisa, İzmir ve Denizli İllerimizde yüzbinlerce aile geçimini bu ürünün üretiminden, işlemesinden ve ticaretinden sağlıyor. Sektörümüz, ülkemiz ekonomisine katkıda bulunuyor, vergi ödüyor ve istihdam sağlıyor. Dış pazarlara ihracatta en önemli sorunu oluşturan zirai ilaç kalıntısı ile ihraç edilen partilerde çoklu pestisit tespit edilmesi ve Okratoksin-A gibi sorunlardır.  Geçtiğimiz yıl Chlorpyrifos (klorpiyrifos) sorunu yaşadık. Sürece geç müdahil olmamız sonucunda ki burada Tarım Bakanlığımızın dahil olduğunu vurgulamak gerekir ülkemiz en azından 100 milyon dolar ihracat gelirinden oldu. Geçtiğimiz yıl, tüm paydaşlarla birlikte yapılan girişimler ve toplantılar sonucunda söz konusu etkili maddeyi içeren zirai ilaçlar Tarım Bakanlığımızca yasaklanmış, Üreticilerce ve Bayilerce bağda kullanılmaması yönündeki girişimler ve çalışmalar da başarı ile sonuçlandırılmıştır. Ancak, bu başarının bu yıl da artarak devam etmesi ihracatımızın devamı açısından son derece önem arz etmektedir. Yurtdışındaki gelişmeleri üyesi olduğumuz FRUCOM, NDFDA ve INC gibi kurumların toplantılarına katılarak, ihracata etki edebilecek Ulusal ve Uluslararası düzeydeki gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyoruz. Son dönemde üzümde limiti aşan ilaç kalıntısının yanında bir örnekte çok sayıda pestisit tespit edilmesi de Avrupa’nın gündeminde. Gerek Chlorpyrifos (klorpiyrifos) gerekse çoklu pestisit tespit edilmesinden dolayı mevcut pazarlarımızda kayıplar yaşadık, Güney Afrika, ABD ve İran gibi rakiplerimize kaptırdığımız müşterilerimizi ve market zincirlerini geri kazanmak için çalışıyoruz. Diğer taraftan, kuru üzümde Okratoksin-A konusu önümüzdeki dönemde AB’ye olan ihracatımızda karşımıza çıkması muhtemel sorunlardan birisi. Avrupa Birliği, önümüzdeki Temmuz ayından itibaren, ülkemizden ihraç edilecek olan her 20 kuru üzüm partisinden birisini kontrole alacak. Bu konuların çözümüne ve önümüzdeki dönemde ihracatımızı darboğaza sokabilecek sorunlara şimdiden çözüm bulabilmek için hep birlikte daha özenli davranarak sektörümüzün önünü açacağız" dedi. ÖZGÜR; "PAZARIMIZI KAYBEDEBİLRİZ" Ege Kuru Meyve mamulleri ihracatçıları birliği yönetim kurulu üyesi Şemsettin Özgür ise kuru üzümde kalitenin kalıntı kriteri üzerinden belirlendiğine dikkat çekerek Almanya'nın bu konuda gösterdiği duyarlılık nedeniyle Güney Afrika'dan 20 bin ton kuru üzüm ithal ettiğini, bunun da Türkiye'nin 20 bin ton kaybı anlamına geldiğini söyledi. Türkiye'nin kuru üzümde en iyi olduğunu belirten Özgür, "Ama kalıntı ve kalite sorunumuzu bir an önce çözmezsek bu pazarımızı kısa sürede kaybedebiliriz. Bu nedenle sektörün içinde yer alan tüm birimler 'Ben neyi düzeltebilirim' sorusuna cevap aramalı ve üzerine düşeni yerine getirmeli" dedi.  ALTINDİŞLİ; "HEP BİRLİKTE ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAK ZORUNDAYIZ" Moderatör Altındişli, "Kalıntıda herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor,  İhracat yaptığımız ülkeler ülkemizi daha sıkı takibe almışlardır. Türk firmaları daha sıkı kontrol edilmektedir. Hep birlikte üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Aksi taktirde zaten  büyük rekabetler etmek zorunda kaldığımız pazarımızı kaybetme tehlikesi yaşayabiliriz" dedi.
Alaşehir’de "Sofralık ve kuru üzümde kalıntı ve ihracat sorunları" konulu bir toplantı düzenlendi. Alaşehir Ticaret Borsası tarafından organize edilen toplantı Meslek Yüksek Okulu Anfisi'nde yapıldı.

Açılış konuşmasını yapan Yılmaz Yıldırım, 2015 yılında yaşadıkları kalıntı problemini, daha dikkatli ve duyarlı davranmak ve çiftçileri bilinçlendirmek suretiyle 2016 yılında büyük ölçüde yaşamadıklarını belirtti. Yıldırım, "20015 yılında kuru üzümde yaşadığımız zirai ilaç kalıntı problemleri nedeniyle 2016 yılı sezon başında sahaya indik, ciddi çalışmalar yaptık. 2016 yılında bunun semeresini gördük. Daha az sıkıntı yaşadık. Bu yıl da çalışmalarımızı aralıksız sürdürerek, sıfır kalıntıya ulaşmak istiyoruz" dedi. 

YILDIRIM; "FİYAT VE PAZARDA SIKINTILAR VAR"

Üreticiler açısından girdi maliyetlerinin artması ve ürünün Pazar fiyatındaki düşüşün ciddi sıkıntılara neden olduğunun altını çizen Yıldırım, "Özellikle dövizde yaşanan dalgalanmalar zirai ilaç, gübre gibi girdi maliyetlerini yüzde 25-30 dolaylarında artırmıştır. Ülkemizin ihracatında fındık ve kuru üzüm en yüksek döviz girdisi sağlayan ürünlerdir. İkisinin de ortak özelliği iklime bağlı olarak arz fazlası verebilmesidir. Bu yıl iklim koşullarına bağlı olarak, geçen yılki rekoltemiz olan 300 bin tonu geçebilecek gibi görünüyor. Bu da bir miktar ürünün gelecek yıla devretmesi demektir. Dolayısıyla fiyatın olumsuz etkilenme ihtimali var. Bu nedenle Rusya ile ihracat sorunumuzu çözmemiz gerekiyor. Aksi taktirde devletin fındıkta yapılan uygulamayı  kuru üzümde de yapması gerekebilir. Çünkü bu günlerde maalesef kuru üzümün fiyatı bir doların altında, bu da nerdeyse ürünün maliyeti. Üreticinin ekonomik durumu da hepimizin malumudur" şeklinde konuştu.

Moderatörlüğünü  Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Altındişli’nin yaptığı toplantıda konuşan Alaşehir İlçe Tarım Müdürü Tarık Memiş, "Tarım zor ve meşakkatli bir uğraştır. Ortak noktamız ürünümüzü güvenli ve kalıntısız olarak üretmektir. Bu ne üreticinin, ne teknik elemanların, ne zirai ilaç bayilerinin ne de resmi kurumların tek başına çözebileceği bir sorun değildir. Bu sorun el birliği içerisinde çözülebilecektir" diyerek sektörün tüm kesimlerini birlikte çalışmaya çağırdı.

ALMIŞ; "AVRUPA DENETİMLERİ ARTIRACAK"

Ege Kuru Meyve mamulleri ihracatçıları birliği yönetim kurulu üyesi Nejat Almış ve Şemsettin Özgür de ihracatta yaşanan sorunları dile getirirlerken, Nejat  Almış, "Ülkemizde üretilen 300 bin ton çekirdeksiz kuru üzümün 85-90’ı ihraç ediliyor ve bunun da 80-85 gibi çok önemli bir kısmı Avrupa Birliği üyesi ülkelerine ihraç ediliyor. Sizlerin ürettiği kıymetli ürünleri ihraç ederek ülkemize her yıl yaklaşık 500 milyon dolar döviz kazandırmaktayız. Çekirdeksiz kuru üzüm ihracatımız, bir önceki sezonla kıyaslandığında, bugün itibariyle miktar bazında 40 artışla 185 bin tona, ihracat gelirimizin ise 4’lük artışla 285 milyon dolara geldiğini söylemek isterim. Sezonu, geçtiğimiz sezona göre yaklaşık 40’lık bir miktar artışı ile 280 bin tonluk ihracata karşılık 450 milyon dolarlık bir ihracat geliriyle tamamlamayı hedefliyoruz. Kuru üzümde iç tüketimin arttırılması da çok önemli. Ancak, ihracatımızın sürdürülebilir bir şekilde devam etmesi de çok büyük önem taşımakta.

Manisa, İzmir ve Denizli İllerimizde yüzbinlerce aile geçimini bu ürünün üretiminden, işlemesinden ve ticaretinden sağlıyor. Sektörümüz, ülkemiz ekonomisine katkıda bulunuyor, vergi ödüyor ve istihdam sağlıyor. Dış pazarlara ihracatta en önemli sorunu oluşturan zirai ilaç kalıntısı ile ihraç edilen partilerde çoklu pestisit tespit edilmesi ve Okratoksin-A gibi sorunlardır.  Geçtiğimiz yıl Chlorpyrifos (klorpiyrifos) sorunu yaşadık. Sürece geç müdahil olmamız sonucunda ki burada Tarım Bakanlığımızın dahil olduğunu vurgulamak gerekir ülkemiz en azından 100 milyon dolar ihracat gelirinden oldu. Geçtiğimiz yıl, tüm paydaşlarla birlikte yapılan girişimler ve toplantılar sonucunda söz konusu etkili maddeyi içeren zirai ilaçlar Tarım Bakanlığımızca yasaklanmış, Üreticilerce ve Bayilerce bağda kullanılmaması yönündeki girişimler ve çalışmalar da başarı ile sonuçlandırılmıştır. Ancak, bu başarının bu yıl da artarak devam etmesi ihracatımızın devamı açısından son derece önem arz etmektedir. Yurtdışındaki gelişmeleri üyesi olduğumuz FRUCOM, NDFDA ve INC gibi kurumların toplantılarına katılarak, ihracata etki edebilecek Ulusal ve Uluslararası düzeydeki gelişmeleri yakından takip etmeye çalışıyoruz. Son dönemde üzümde limiti aşan ilaç kalıntısının yanında bir örnekte çok sayıda pestisit tespit edilmesi de Avrupa’nın gündeminde. Gerek Chlorpyrifos (klorpiyrifos) gerekse çoklu pestisit tespit edilmesinden dolayı mevcut pazarlarımızda kayıplar yaşadık, Güney Afrika, ABD ve İran gibi rakiplerimize kaptırdığımız müşterilerimizi ve market zincirlerini geri kazanmak için çalışıyoruz. Diğer taraftan, kuru üzümde Okratoksin-A konusu önümüzdeki dönemde AB’ye olan ihracatımızda karşımıza çıkması muhtemel sorunlardan birisi. Avrupa Birliği, önümüzdeki Temmuz ayından itibaren, ülkemizden ihraç edilecek olan her 20 kuru üzüm partisinden birisini kontrole alacak. Bu konuların çözümüne ve önümüzdeki dönemde ihracatımızı darboğaza sokabilecek sorunlara şimdiden çözüm bulabilmek için hep birlikte daha özenli davranarak sektörümüzün önünü açacağız" dedi.

ÖZGÜR; "PAZARIMIZI KAYBEDEBİLRİZ"

Ege Kuru Meyve mamulleri ihracatçıları birliği yönetim kurulu üyesi Şemsettin Özgür ise kuru üzümde kalitenin kalıntı kriteri üzerinden belirlendiğine dikkat çekerek Almanya'nın bu konuda gösterdiği duyarlılık nedeniyle Güney Afrika'dan 20 bin ton kuru üzüm ithal ettiğini, bunun da Türkiye'nin 20 bin ton kaybı anlamına geldiğini söyledi. Türkiye'nin kuru üzümde en iyi olduğunu belirten Özgür, "Ama kalıntı ve kalite sorunumuzu bir an önce çözmezsek bu pazarımızı kısa sürede kaybedebiliriz. Bu nedenle sektörün içinde yer alan tüm birimler 'Ben neyi düzeltebilirim' sorusuna cevap aramalı ve üzerine düşeni yerine getirmeli" dedi. 

ALTINDİŞLİ; "HEP BİRLİKTE ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAK ZORUNDAYIZ"

Moderatör Altındişli, "Kalıntıda herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor,  İhracat yaptığımız ülkeler ülkemizi daha sıkı takibe almışlardır. Türk firmaları daha sıkı kontrol edilmektedir. Hep birlikte üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Aksi taktirde zaten  büyük rekabetler etmek zorunda kaldığımız pazarımızı kaybetme tehlikesi yaşayabiliriz" dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve beseylul.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.