106 YIL ÖNCE DE MASKE KULLANILMIŞ!

27.05.2021 - 09:22, Güncelleme: 03.12.2022 - 06:42
 

106 YIL ÖNCE DE MASKE KULLANILMIŞ!

Koronavirüs ile dünyamızın altüst olduğu günlerdeyiz. Aynı zamanda Çanakkale Kara Savaşlarının da bu yıl 106.yıldönümü. Emekli Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli, “Corona Virüsü ile mücadele kapsamında maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymaktayız. Şu anda bizi etkileyip evlerimize kapatan Corona virüs salgını geçtiğinde akıllarda kalacak olanlardan birisi de "Maske" olacaktır. Çanakkale Harbinde de maske kullanıldığını biliyor muydunuz?”dedi.
Emekli Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli, “ İtilâf devletlerinin yaz aylarından itibaren zehirli gaz yayan bombaları kullanmaya devam ettikleri birçok belgeden de anlaşılmaktadır. İngilizler bu ihlâli yaparken kendileri ve Müttefikleri için tedbir almış ve gaz maskeleri getirerek dağıtmıştır. Anzak askerleri ise “Türkler Centilmen askerlerdir” diyerek sandıkları açtırmamış ve gaz maskesi kullanmamışlardır. Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti, cephede zehirli gaz kullanıldığı haberleri üzerine cemiyet hanımları askerin bu tip gazlardan korunması için ağızlık ve burunluk (gaz maskesi) imal etmeye başlamıştır. Cemiyet, bütün masraflarını kendisi karşılamak üzere 40.000 adet ağızlık yapmış, ilk önce deniz askerlerine daha sonra da kara askerlerine göndermiştir.”dedi ŞENLİ: 1 ASIR ÖNCE ZEHİRLİ GAZ KULLANMIŞLAR Emekli Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli, “Çanakkale muharebeleri sırasında İngiliz ve Fransızların, uluslararası hukuku ihlâl ederek gerçekleştirdikleri birçok suiistimalde bulunması, gerek belgelerde gerekse basında büyük yankı bulmuş, devlet erkânı bu durumun derhal durdurulmasını Amerikan büyükelçisi vasıtası ile İngilizlerden istemiştir. Gazetelerde bu konu ile ilgili yer alan haberlerde Avrupa medeniyetinin insanî yönü sorgulanmıştır. İhlallerin en başında geleni ve en çokta tepki çekeni ise belgelerde “muhnik gaz” olarak ifade edilen zehirli gaz kullanımı olmuştur” dedi. “İNGİLİZLER BU İHLÂLİ YAPARKEN KENDİLERİ VE MÜTTEFİKLERİ İÇİN TEDBİR ALMIŞ VE GAZ MASKELERİ GETİREREK DAĞITMIŞTIR” Em. Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli,” Osmanlı devletinin Atina Sefareti 21 Haziran 1915 tarihli telgraf ile İtilâf devletlerinin içinde zehirli gazların bulunduğu mermiler kullandığı istihbaratını Hariciye Nezareti’ne bildirmiştir. İtilâf devletlerinin yaz aylarından itibaren zehirli gaz yayan bombaları kullanmaya devam ettikleri birçok belgeden de anlaşılmaktadır. İngilizler bu ihlâli yaparken kendileri ve Müttefikleri için tedbir almış ve gaz maskeleri getirerek dağıtmıştır. Bu maskelerden, Yunan askerlerine ve Anzak askerlerine de vermiştir. Bu arada hemen hatırlatalım, Yunanlılar Çanakkale harbine, sanılanın aksine tahminen 3.700 mevcutlu bir birlikle katılmış ve çoğu da ölmüştür. Anzak askerleri ise “Türkler Centilmen askerlerdir” diyerek sandıkları açtırmamış ve gaz maskesi kullanmamışlardır.”dedi. “HİLÂL-İ AHMER (KIZILAY) CEMİYETİ, 40.000 ADET AĞIZLIK YAPMIŞ, ÖNCE DENİZ SONRA DA KARA ASKERLERİNE GÖNDERMİŞTİR” Em. Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli ,”Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti, cephede zehirli gaz kullanıldığı haberleri üzerine cemiyet hanımları askerin bu tip gazlardan korunması için ağızlık ve burunluk (gaz maskesi) imal etmeye başlamıştır. Cemiyet, bütün masraflarını kendisi karşılamak üzere 40.000 adet ağızlık yapmış, ilk önce deniz askerlerine daha sonra da kara askerlerine göndermiştir. Aynı senenin Mayıs Ayında, muharebede istimal olunmaya başlanan muhnik [boğucu] gazlara karşı ağızlık ve burunluk imaline başlanarak ilave yüz bin ağızlık sıhhiye-i askeriyeye teslim olunmuştur. Yine aynı senede bir hayli çamaşır dikilmiş ve hariçte diktirilen çamaşırlar ile dört yüz kadar asker ailesine yardımda bulunulmuştur. Türk Yurdu, zehirli gaz kullanımı ve bu gazlardan korunmak için ağızlık ve burunluk maske imal eden başlangıçta İstanbul’da daha sonra diğer illerdeki Türk kadınının bu fedakârlıklarını ve savaş yıllarında uhdelerine aldıkları vazifelerini hakkıyla yerine getirdiklerini şöyle nakletmektedir:“Son zamanlarda Çanakkale Harbi’nde bulunan arslan askerlerimize karşı medeniyeti suiistimal eden düşmanlarımızın mekanik gazlar neşredici gülleler savurmakta olduklarını işiterek müteessir olan Hilâl-iAhmer kadınları, bunun da bir çaresini bulmuşlar: Avrupa gazetelerinden okuyarak mekanik gazlara karşı kullanmak için Avrupalıların birtakım ağızlıklar yaptıklarını öğrenmişler ve kendi aralarında bunu yapmayı kararlaştırarak derhal Hilâl-i Ahmer Merkez-i Umumisi’ne bir takrir vermişlerdir. Tekmil masrafı kendilerinden olmak üzere bugüne kadar 40.000 kadar ağızlık yaparak ilk önce denizcilere ve sonra kara asâkirine yollamışlar ve hâlâ yollamaktadırlar. Malumat almak için mezkûr müesseseyi ziyaret ettiğim vakit, bir iki büyük masanın etrafında 20-30 kadar hanımefendilerin sessiz, sedasız, kemal-i ciddiyet ve maharetle acele acele ağızlık imal ettiklerini birkaç dakika derin bir takdir ve hayretle temaşa ettim…”(Türk Yurdu, 23 Teşrinisani 1331/6 Aralık 1915)” Hilali Ahmer (Kızılay) Cemiyeti Kaynaklarda şu şekilde bahsedilir: Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında kurulan dernekler arasında yer alan Osmanlı Hilâl-i Ahmer, faaliyetleriyle döneminin en önemli yardım derneği olmuştur. Osmanlı toplumunda yardımlaşmayı sağlayan, sevgi ve şefkat duyguları uyandırarak toplumsal dayanışmayı en üst seviyeye çıkaran kurum, kuruluş özelliklerine uygun olarak cephede ve cephe gerisinde çalışarak yaralı askerlere, hasta ve kimsesiz muhtaç durumda olanlara gerekli gözetim ve bakımı sağlamayı amaçlamıştır. Bu faaliyetlerinden başka asker ve şehit ailelerine, göçmenlere, muhtaçlara ve yoksullara yardım eden dernek, hastaneler açarak hasta ve yaralıları tedavi etmekte, hastabakıcı ve sağlık personeli de yetiştirmişti. Ordunun ihtiyaç duyduğu sağlık malzemelerini üreten atölyeler kuran dernek sargı bezi ve zehirli gazlardan korunmaya yarayan ağızlık ve burunluk üretimine kadar birçok alanda malzeme üretmiştir. Yardım toplama baloları, çeşitli sergiler ve konferanslar aracılığıyla toplumsal dayanışma ve yardımlaşmada etkili olan dernek, düzenlediği toplantı ve konferanslarla toplumu eğiten bir kuruluş olma özelliğini de taşımıştır. Uluslararası dernek ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hizmetlerini yaygınlaştıran derneğin yöneticilerinden olan Besim Ömer Paşa, Osmanlı Hilâl-i Ahmer hanımlarına verdiği bir konferansta derneğin önemini şu sözlerle dile getirmiştir:“Düşünüyorum ki bizde Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti’nin esası “insaniyet”den “hayırdan ziyade“yurda memlekete karşı olan borcunu ödemek ve askeriyeye yardım etmek” olmalı. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti” hidmet-i vatana memlekete karşı deruhde edilmiş bir dinin edası gibi telakkî olunmalıdır. Öyle zannediyorum ki bu fikir üzerine tesir eden cemiyet, bizde sırf “iyiliğe”, “insaniyete” dayanan diğer cemiyetlerden daha ziyade ehemmiyetli ve daha büyük yaralılıklar gösterir. Daha da ileri giderek diyorum ki: Bizde Hilâl-i Ahmer’in en mukaddes ve en sarsılmaz esası cemiyet olmalıdır. Bu güne kadar toplumun her yarasını saran Kızılay maalesef ehil olmayan ellerde toplumdan ve gerçeklerinden uzaklaşarak başka işlerle anılır olmuştur. Kızılay’ımızın toplumumuza dönmesini, zor günlerde tarihimizde olduğu gibi yara sarmasını özlemle bekliyoruz. Bu vesileyle Çanakkale’de olduğu gibi, her zor durumda toplumumuzda yaralarımızı saran silahsız kuvvetlerimiz kadınlarımızı ve gururumuz sağlık çalışanlarını saygıyla anıyoruz.”şeklinde konuştu.
Koronavirüs ile dünyamızın altüst olduğu günlerdeyiz. Aynı zamanda Çanakkale Kara Savaşlarının da bu yıl 106.yıldönümü. Emekli Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli, “Corona Virüsü ile mücadele kapsamında maske, mesafe ve hijyen kurallarına uymaktayız. Şu anda bizi etkileyip evlerimize kapatan Corona virüs salgını geçtiğinde akıllarda kalacak olanlardan birisi de "Maske" olacaktır. Çanakkale Harbinde de maske kullanıldığını biliyor muydunuz?”dedi.

Emekli Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli, “ İtilâf devletlerinin yaz aylarından itibaren zehirli gaz yayan bombaları kullanmaya devam ettikleri birçok belgeden de anlaşılmaktadır. İngilizler bu ihlâli yaparken kendileri ve Müttefikleri için tedbir almış ve gaz maskeleri getirerek dağıtmıştır. Anzak askerleri ise “Türkler Centilmen askerlerdir” diyerek sandıkları açtırmamış ve gaz maskesi kullanmamışlardır. Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti, cephede zehirli gaz kullanıldığı haberleri üzerine cemiyet hanımları askerin bu tip gazlardan korunması için ağızlık ve burunluk (gaz maskesi) imal etmeye başlamıştır. Cemiyet, bütün masraflarını kendisi karşılamak üzere 40.000 adet ağızlık yapmış, ilk önce deniz askerlerine daha sonra da kara askerlerine göndermiştir.”dedi

ŞENLİ: 1 ASIR ÖNCE ZEHİRLİ GAZ KULLANMIŞLAR

Emekli Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli, “Çanakkale muharebeleri sırasında İngiliz ve Fransızların, uluslararası hukuku ihlâl ederek gerçekleştirdikleri birçok suiistimalde bulunması, gerek belgelerde gerekse basında büyük yankı bulmuş, devlet erkânı bu durumun derhal durdurulmasını Amerikan büyükelçisi vasıtası ile İngilizlerden istemiştir. Gazetelerde bu konu ile ilgili yer alan haberlerde Avrupa medeniyetinin insanî yönü sorgulanmıştır. İhlallerin en başında geleni ve en çokta tepki çekeni ise belgelerde “muhnik gaz” olarak ifade edilen zehirli gaz kullanımı olmuştur” dedi.

“İNGİLİZLER BU İHLÂLİ YAPARKEN KENDİLERİ VE MÜTTEFİKLERİ İÇİN TEDBİR ALMIŞ VE GAZ MASKELERİ GETİREREK DAĞITMIŞTIR”

Em. Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli,” Osmanlı devletinin Atina Sefareti 21 Haziran 1915 tarihli telgraf ile İtilâf devletlerinin içinde zehirli gazların bulunduğu mermiler kullandığı istihbaratını Hariciye Nezareti’ne bildirmiştir. İtilâf devletlerinin yaz aylarından itibaren zehirli gaz yayan bombaları kullanmaya devam ettikleri birçok belgeden de anlaşılmaktadır. İngilizler bu ihlâli yaparken kendileri ve Müttefikleri için tedbir almış ve gaz maskeleri getirerek dağıtmıştır. Bu maskelerden, Yunan askerlerine ve Anzak askerlerine de vermiştir. Bu arada hemen hatırlatalım, Yunanlılar Çanakkale harbine, sanılanın aksine tahminen 3.700 mevcutlu bir birlikle katılmış ve çoğu da ölmüştür. Anzak askerleri ise “Türkler Centilmen askerlerdir” diyerek sandıkları açtırmamış ve gaz maskesi kullanmamışlardır.”dedi.

“HİLÂL-İ AHMER (KIZILAY) CEMİYETİ, 40.000 ADET AĞIZLIK YAPMIŞ, ÖNCE DENİZ SONRA DA KARA ASKERLERİNE GÖNDERMİŞTİR”

Em. Albay, Araştırmacı, Yazar Dr. Burhanettin Şenli ,”Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti, cephede zehirli gaz kullanıldığı haberleri üzerine cemiyet hanımları askerin bu tip gazlardan korunması için ağızlık ve burunluk (gaz maskesi) imal etmeye başlamıştır. Cemiyet, bütün masraflarını kendisi karşılamak üzere 40.000 adet ağızlık yapmış, ilk önce deniz askerlerine daha sonra da kara askerlerine göndermiştir. Aynı senenin Mayıs Ayında, muharebede istimal olunmaya başlanan muhnik [boğucu] gazlara karşı ağızlık ve burunluk imaline başlanarak ilave yüz bin ağızlık sıhhiye-i askeriyeye teslim olunmuştur. Yine aynı senede bir hayli çamaşır dikilmiş ve hariçte diktirilen çamaşırlar ile dört yüz kadar asker ailesine yardımda bulunulmuştur. Türk Yurdu, zehirli gaz kullanımı ve bu gazlardan korunmak için ağızlık ve burunluk maske imal eden başlangıçta İstanbul’da daha sonra diğer illerdeki Türk kadınının bu fedakârlıklarını ve savaş yıllarında uhdelerine aldıkları vazifelerini hakkıyla yerine getirdiklerini şöyle nakletmektedir:“Son zamanlarda Çanakkale Harbi’nde bulunan arslan askerlerimize karşı medeniyeti suiistimal eden düşmanlarımızın mekanik gazlar neşredici gülleler savurmakta olduklarını işiterek müteessir olan Hilâl-iAhmer kadınları, bunun da bir çaresini bulmuşlar: Avrupa gazetelerinden okuyarak mekanik gazlara karşı kullanmak için Avrupalıların birtakım ağızlıklar yaptıklarını öğrenmişler ve kendi aralarında bunu yapmayı kararlaştırarak derhal Hilâl-i Ahmer Merkez-i Umumisi’ne bir takrir vermişlerdir. Tekmil masrafı kendilerinden olmak üzere bugüne kadar 40.000 kadar ağızlık yaparak ilk önce denizcilere ve sonra kara asâkirine yollamışlar ve hâlâ yollamaktadırlar. Malumat almak için mezkûr müesseseyi ziyaret ettiğim vakit, bir iki büyük masanın etrafında 20-30 kadar hanımefendilerin sessiz, sedasız, kemal-i ciddiyet ve maharetle acele acele ağızlık imal ettiklerini birkaç dakika derin bir takdir ve hayretle temaşa ettim…”(Türk Yurdu, 23 Teşrinisani 1331/6 Aralık 1915)” Hilali Ahmer (Kızılay) Cemiyeti Kaynaklarda şu şekilde bahsedilir: Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında kurulan dernekler arasında yer alan Osmanlı Hilâl-i Ahmer, faaliyetleriyle döneminin en önemli yardım derneği olmuştur. Osmanlı toplumunda yardımlaşmayı sağlayan, sevgi ve şefkat duyguları uyandırarak toplumsal dayanışmayı en üst seviyeye çıkaran kurum, kuruluş özelliklerine uygun olarak cephede ve cephe gerisinde çalışarak yaralı askerlere, hasta ve kimsesiz muhtaç durumda olanlara gerekli gözetim ve bakımı sağlamayı amaçlamıştır. Bu faaliyetlerinden başka asker ve şehit ailelerine, göçmenlere, muhtaçlara ve yoksullara yardım eden dernek, hastaneler açarak hasta ve yaralıları tedavi etmekte, hastabakıcı ve sağlık personeli de yetiştirmişti. Ordunun ihtiyaç duyduğu sağlık malzemelerini üreten atölyeler kuran dernek sargı bezi ve zehirli gazlardan korunmaya yarayan ağızlık ve burunluk üretimine kadar birçok alanda malzeme üretmiştir. Yardım toplama baloları, çeşitli sergiler ve konferanslar aracılığıyla toplumsal dayanışma ve yardımlaşmada etkili olan dernek, düzenlediği toplantı ve konferanslarla toplumu eğiten bir kuruluş olma özelliğini de taşımıştır. Uluslararası dernek ve kuruluşlarla işbirliği yaparak hizmetlerini yaygınlaştıran derneğin yöneticilerinden olan Besim Ömer Paşa, Osmanlı Hilâl-i Ahmer hanımlarına verdiği bir konferansta derneğin önemini şu sözlerle dile getirmiştir:“Düşünüyorum ki bizde Hilâl-i Ahmer (Kızılay) Cemiyeti’nin esası “insaniyet”den “hayırdan ziyade“yurda memlekete karşı olan borcunu ödemek ve askeriyeye yardım etmek” olmalı. Hilâl-i Ahmer Cemiyeti” hidmet-i vatana memlekete karşı deruhde edilmiş bir dinin edası gibi telakkî olunmalıdır. Öyle zannediyorum ki bu fikir üzerine tesir eden cemiyet, bizde sırf “iyiliğe”, “insaniyete” dayanan diğer cemiyetlerden daha ziyade ehemmiyetli ve daha büyük yaralılıklar gösterir. Daha da ileri giderek diyorum ki: Bizde Hilâl-i Ahmer’in en mukaddes ve en sarsılmaz esası cemiyet olmalıdır. Bu güne kadar toplumun her yarasını saran Kızılay maalesef ehil olmayan ellerde toplumdan ve gerçeklerinden uzaklaşarak başka işlerle anılır olmuştur. Kızılay’ımızın toplumumuza dönmesini, zor günlerde tarihimizde olduğu gibi yara sarmasını özlemle bekliyoruz. Bu vesileyle Çanakkale’de olduğu gibi, her zor durumda toplumumuzda yaralarımızı saran silahsız kuvvetlerimiz kadınlarımızı ve gururumuz sağlık çalışanlarını saygıyla anıyoruz.”şeklinde konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve beseylul.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.