ADD Alaşehir Uğur Mumcu'yu Andı

YAŞAM 25.01.2024 - 21:22, Güncelleme: 25.01.2024 - 21:22
 

ADD Alaşehir Uğur Mumcu'yu Andı

Atatürkçü Düşünce Derneği Alaşehir Şube Başkanı Halil Garipoğlu, Ölümünün 31. yılı münasebetiyle gazeteci Uğur Mumcu’yu andı.
Atatürkçü Düşünce Derneği Alaşehir Şube Başkanı Halil Garipoğlu, 24 Ocak 1993 yılında evinin önünde bombalı saldırıya uğrayarak öldürülen usta gazeteci Uğur Mumcu’yu, yaptığı basın açıklamasıyla andı.   Merhum Mumcu’nun yaşamı boyunca Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve beraberliğine, laikliğe, Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı bir Gazeteci olduğunu ifade eden Başkan Garipoğlu, açıklamasında; “1950'lerden bu yana çoğunlukla Mustafa Kemal'e diş bileyenlerce yönetilen ülkemizde, bugünleri öngören ve bunu yüreklice dile getirip mücadele eden öncülerin katledilmeleri; toplumun bilinçlenmesini engellemeye, toplumsal duyarlılığı köreltmeye, tepki verme yetisini, mücadele kararlılığını yok etmeye yönelik planlı bir saldırıydı. Aslında geleceğimize yapılan bu saldırıları, sadece terör veya siyasi cinayet olarak nitelemek, olan biteni kavramaya yetmeyecektir. 31 Ocak 1990’da Kurucu Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilmesiyle başlayan, sistematik bir şekilde sürdürülen aydın kıyımı; aslında bir "meydanı boşaltma" operasyonuydu ve gelecekte ülkemizde sahnelenecek oyunların da habercisiydi. Katledilenlere bakıldığında bu karanlık güçlerin ne kadar seçici davrandığı görülecektir. Cinayetler sadece ses getirmek için işlenmemiştir. Amaç; kamuoyu oluşturma gücü çok yüksek olan yurtseverleri, devrimcileri susturmaktı. Tek kişinin yönettiği, TBMM’nin itibarsızlaştırıldığı, hesap sorulamayan, sorgulanamayan bir iktidar için engeller, bu cinayetlerle kaldırıldı... Günümüzden Tam 31 yıl önce bugün, Araştırmacı Gazeteci Uğur Mumcu arabasına konulmuş bombayla haince katledildi, katilleri hala bulunamadı ancak biz onları tanıyoruz; onlar, Muammer Aksoyları, Bahriye Üçokları, Ahmet Taner Kışlalıları, Ali Gaffar Okkanları ve daha nice yurtsever aydınlarımızı da faili meçhul suikastlerle katlederek yarınlarımızı karanlıkta bırakmaya çalışanlardır.  Onlar Atatürk’e, Cumhuriyete ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne saldırırken her türlü alçaklığa başvurmakta sakınca görmeyenlerdir.  Uğur Mumcu, her daim ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve tam bağımsızlığını savunmuş, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e kalkan olmuş, gerçekleri söyleme yolunda bir an bile tereddüte düşmeden, ardında sayısız makale ve onlarca kitap bırakmıştır. Her geçen gün, Ortadoğu’nun dinci-mezhepçi ve ırkçı terör örgütlerinin çatışma ortamına daha çok çekildiğimiz bu günlerde bize düşen en yüce görev, yas tutmak değil; anmaktan çok anlamak, işaret ettiklerinin ışığında mücadeleye ara vermeden devam etmektir. Uğur Mumcu’nun “Öyleyse vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır!” sözleri de anti-emperyalist mücadelenin devam edeceğine olan inancını gösterir niteliktedir. Biz yurtsever ve Atatürkçü  Düşünce sahipleri olarak, bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizin sözünü veriyoruz"   Bu Cumhuriyetin gerçek sahiplerini Atatürkçü Düşünce Sisteminin çatısı altında toplanmaya çağırıyoruz. Dinlenmemek üzere yola çıkanlar, bu savaşın mutlak galibi olacaklardır. Devrim ve Demokrasi şehitlerimiz boşuna ölmediler. Canlarıyla ektikleri, kanlarıyla suladıkları tohumlar yeniden yeşeriyor. Zafer, Atatürk Cumhuriyeti’nin, Atatürk Devrimi’nin, Atatürkçü Düşünce’nin olacaktır” dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği Alaşehir Şube Başkanı Halil Garipoğlu, Ölümünün 31. yılı münasebetiyle gazeteci Uğur Mumcu’yu andı.

Atatürkçü Düşünce Derneği Alaşehir Şube Başkanı Halil Garipoğlu, 24 Ocak 1993 yılında evinin önünde bombalı saldırıya uğrayarak öldürülen usta gazeteci Uğur Mumcu’yu, yaptığı basın açıklamasıyla andı.
 
Merhum Mumcu’nun yaşamı boyunca Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve beraberliğine, laikliğe, Atatürk İlke ve İnkılaplarına bağlı bir Gazeteci olduğunu ifade eden Başkan Garipoğlu, açıklamasında; “1950'lerden bu yana çoğunlukla Mustafa Kemal'e diş bileyenlerce yönetilen ülkemizde, bugünleri öngören ve bunu yüreklice dile getirip mücadele eden öncülerin katledilmeleri; toplumun bilinçlenmesini engellemeye, toplumsal duyarlılığı köreltmeye, tepki verme yetisini, mücadele kararlılığını yok etmeye yönelik planlı bir saldırıydı. Aslında geleceğimize yapılan bu saldırıları, sadece terör veya siyasi cinayet olarak nitelemek, olan biteni kavramaya yetmeyecektir.

31 Ocak 1990’da Kurucu Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy’un katledilmesiyle başlayan, sistematik bir şekilde sürdürülen aydın kıyımı; aslında bir "meydanı boşaltma" operasyonuydu ve gelecekte ülkemizde sahnelenecek oyunların da habercisiydi. Katledilenlere bakıldığında bu karanlık güçlerin ne kadar seçici davrandığı görülecektir. Cinayetler sadece ses getirmek için işlenmemiştir. Amaç; kamuoyu oluşturma gücü çok yüksek olan yurtseverleri, devrimcileri susturmaktı. Tek kişinin yönettiği, TBMM’nin itibarsızlaştırıldığı, hesap sorulamayan, sorgulanamayan bir iktidar için engeller, bu cinayetlerle kaldırıldı...

Günümüzden Tam 31 yıl önce bugün, Araştırmacı Gazeteci Uğur Mumcu arabasına konulmuş bombayla haince katledildi, katilleri hala bulunamadı ancak biz onları tanıyoruz; onlar, Muammer Aksoyları, Bahriye Üçokları, Ahmet Taner Kışlalıları, Ali Gaffar Okkanları ve daha nice yurtsever aydınlarımızı da faili meçhul suikastlerle katlederek yarınlarımızı karanlıkta bırakmaya çalışanlardır. 

Onlar Atatürk’e, Cumhuriyete ve ülkemizin bölünmez bütünlüğüne saldırırken her türlü alçaklığa başvurmakta sakınca görmeyenlerdir.  Uğur Mumcu, her daim ülkemizin bölünmez bütünlüğünü ve tam bağımsızlığını savunmuş, Atatürk’e ve Cumhuriyet’e kalkan olmuş, gerçekleri söyleme yolunda bir an bile tereddüte düşmeden, ardında sayısız makale ve onlarca kitap bırakmıştır. Her geçen gün, Ortadoğu’nun dinci-mezhepçi ve ırkçı terör örgütlerinin çatışma ortamına daha çok çekildiğimiz bu günlerde bize düşen en yüce görev, yas tutmak değil; anmaktan çok anlamak, işaret ettiklerinin ışığında mücadeleye ara vermeden devam etmektir. Uğur Mumcu’nun “Öyleyse vurun, parçalayın! Her parçamdan benim gibiler beni aşacaklar doğacaktır!” sözleri de anti-emperyalist mücadelenin devam edeceğine olan inancını gösterir niteliktedir. Biz yurtsever ve Atatürkçü  Düşünce sahipleri olarak, bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğimizin sözünü veriyoruz"
 
Bu Cumhuriyetin gerçek sahiplerini Atatürkçü Düşünce Sisteminin çatısı altında toplanmaya çağırıyoruz. Dinlenmemek üzere yola çıkanlar, bu savaşın mutlak galibi olacaklardır. Devrim ve Demokrasi şehitlerimiz boşuna ölmediler. Canlarıyla ektikleri, kanlarıyla suladıkları tohumlar yeniden yeşeriyor. Zafer, Atatürk Cumhuriyeti’nin, Atatürk Devrimi’nin, Atatürkçü Düşünce’nin olacaktır” dedi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve beseylul.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.